6 Şubat depremleri sonrasında deprem bölgesindeki kadınların, lgbti+ların ve göçmenlerin sağlık hizmetlerine erişim konusunda ihtiyaçları göz ardı edildi. Bununla birlikte, tüm dünyada kadın yoksulluğunun ve güvencesizliğinin artması nedeniyle kadınların sağlık hizmetlerine erişimi de azalıyor. Dolayısıyla parasız ve nitelikli sağlık hizmetlerine erişim haktır ve gündemimizin bir parçası olmaya devam ediyor. Bu vesileyle, İşçilerin Uluslararası Birliği – Dördüncü Enternasyonal’den (İUB-DE) kadınların 28 Mayıs Dünya Kadın Sağlığı Hareketi Günü için yayımladığı deklarasyonun çevirisini okurlarımızla paylaşıyoruz.
Çeviri: Kadın Dayanışması
Kapitalist hükümetlerin kemer sıkma politikaları sağlığımızı ciddi şekilde etkiliyor
28 Mayıs’ın kökeni, Mayıs 1987’de San José, Kosta Rika’da gerçekleşen 5. Uluslararası Kadın ve Sağlık Toplantısı’na dayanır. Bundan üç yıl önce, 28 Mayıs 1984’te Latin Amerika ve Karayip’ten aktivistler Kolombiya’da 1. Bölgesel Kadın ve Sağlık Toplantısı’nda bir araya gelerek toplantının kararını almış ve Latin Amerika ve Karayip Kadın Sağlığı Ağı’nı kurmuşlardı. O zamandan beri bu gün, feminist takvimin bir parçası oldu ve her yıl sağlığımızı koruyacak kamu politikalarının eksikliğini dile getiriyoruz. Kapitalist ekonomik kriz bağlamında kemer sıkma uygulamalarının artmasıyla birlikte, iktidardaki hükümetler ilk önce haklarımızı göz ardı ve tehdit ediyor.
Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) 9 Mayıs 2023 tarihli raporuna göre, “Dünyada her yedi saniyede bir kadın veya bebek, yeterli sağlık hizmetiyle önlenebilir veya tedavi edilebilir nedenlerden dolayı hayatını kaybediyor.” Bu rakam, yılda 4,5 milyon kişiye tekabül etmekte ve sekiz yıldır değişmedi. DSÖ aynı raporda “gebe kadın, anne ve yeni doğan bebek ölümlerinin çoğunun anne ve çocuk bakımına ayrılan yatırımların eksikliğinden kaynaklanan ölümler olduğunu” belirtmekte. Bu durum özellikle yüksek maliyetli özel sağlığa erişimi olmayan işçi kadınları, göçmenleri ve halk kesimlerini etkiliyor.
Gebe ölümlerinin başlıca nedenleri ciddi kanamalar, gebelik sırasında kötüleşebilen mevcut hastalıklar (yüksek tansiyon, romatizmal kalp hastalığı gibi kardiyovasküler hastalıklar ve diğer bulaşıcı olmayan hastalıklar), gebelikle ilişkili enfeksiyonlar ve güvensiz kürtajlardan kaynaklanan komplikasyonlardır. Bu nedenle, kadınlar ve lgbti+ların nitelikli sağlık hizmetlerine herhangi bir ayrımcılık olmaksızın parasız şekilde erişebilmelerini sağlamak için sağlık bütçelerinin hemen artırılmasını talep ediyoruz. Buna ek olarak, kendi bedenimiz hakkında karar vermemize müdahale eden kiliselerin, dini kurumların ve muhafazakâr kesimlerin engellemeleri ve koşulları olmaksızın kürtajın dünya çapında kısıtlamasız ve parasız olarak yasallaştırılması için mücadele ediyoruz.
Feminist hareket sayesinde dünyanın çoğu ülkesinde kürtajın yasallaştırılmasını başardık. Bununla birlikte bu hakkımız, hükümetlerin kürtaj uygulaması için yeterli bütçe ayırmaması nedeniyle kısıtlanmakta ve muhafazakâr kesimlerin müdahaleleriyle ciddi şekilde engellenmekte. Feminist hareketin tarihsel taleplerinden olan parasız doğum kontrolü yöntemleri ve cinsel eğitim için de aynı durum geçerli ve bunlar şu anda aşırı sağ, kiliseler ve dini kurumlar tarafından tehdit edilmekte. ABD’de Roe v. Wade kararının iptali sonrasında çok daha kısıtlayıcı bir düzenlemeyle geriye doğru bir adım atılmıştı. Benzer şekilde, Orta Amerika ve Karayip ülkelerinde kürtaj tamamen suç sayılmakta. Haklarımıza yönelik gerici saldırılara karşı sürekli olarak seferber olmalıyız.
Kapitalist hükümetler, kamusal sağlık ve eğitim hizmetlerine ayrılan bütçeleri şirketler yararına azaltıyor. Bunun sonucunda ve bir yandan da artan kadın yoksulluğu ve güvencesizliği nedeniyle en çok kadınlar ve lgbti+lar etkileniyor. Bu nedenle, kazanımlarımızı korumak ve haklarımız için mücadele etmek için hükümetlerden ve patron partilerinden bağımsız olarak seferber olmak ve örgütlenmek zorundayız. İşçilerin Uluslararası Birliği – Dördüncü Enternasyonal (İUB-DE) olarak, bu 28 Mayıs’ta kadın sağlığı için gerçekleştirilen eylemlere katılıyor ve kendi bedenlerimiz üzerinde karar verme hakkımızı yüksek sesle haykırıyoruz.
– Kamusal sağlık bütçeleri artırılsın!
– Parasız, erişilebilir ve feminist sağlık hizmeti!
– Obstetrik şiddete son!
– Doğum kontrol yöntemlerine, HPV aşılarına ve regl ürünlerine ücretsiz erişim!
– Bilimsel, laik ve feminist cinsel eğitim!
– Güvenli, parasız ve yasal kürtaj hakkı!
– Cinsiyet geçiş sürecine ve hormon tedavilerine ücretsiz erişim!