Bu yazının orijinali, İşçilerin Uluslararası Birliği-Dördüncü Enternasyonal’in yayın organı Correspondencia Internacional’in (Uluslararası Haberleşme) Pandemi ve Kapitalist Kriz Karşısında Kadınlar başlıklı özel sayısında yayımlanmıştır.
Yazar: Claudia Rodríguez Gilly – Sosyalizm ve Özgürlük Partisi ve Mücadele Eden Kadınlar üyesi (Venezuela)
Çeviri: Kadın Dayanışması
Çeşitli ülkelerde gittikçe daha fazla kadın cinsel şiddete karşı örgütleniyor ve harekete geçiyor. Son yıllarda, daha önce üzerinde durulmayan bu şiddetin doğal bir olgu olmadığı açığa çıkarıldı ve yakın zamanda bir şeyler değişti.
2018’in birkaç ayı boyunca, Şilili genç kadın öğrenciler üniversitelerde 15’i aşkın grev örgütlediler. Sürekli artan cinsel istismar ve saldırıların ve kadın cinayetlerinin cezasız kalmasının son bulmasını, cinsiyetçi olmayan bir eğitim planı için mücadelenin örgütlenmesini, ücretsiz ve yasal kürtaj hakkının tanınmasını, kadınlara karşı ekonomik, siyasi ve aile, işyeri, sosyal hizmetler ve hukuk sistemi kaynaklı baskıların son bulmasını ve kapsayıcı bir sosyal güvence modeli oluşturulmasını talep ettiler.
2018 yılı boyunca Panama’da kadın örgütleri, meclis üyesi Arquesio Arias’ın yargılanmasını isteyen taleplerle ve eylemlerle etkin bir şekilde seferber oldu. Arias, Panamalı kadınların sürekli mücadelesi ile milletvekilliği görevinden uzaklaştırıldı ve biri reşit olmayan iki kadına karşı nitelikli cinsel istismar ve cinsel saldırı ile suçlandı. Son olarak, Mayıs 2021’de, kapitalist hükümetlerin ataerkil adaleti yeterli suç delili olmamasına istinaden, milletvekilini “suçsuz” ilan etti. Bu durum, kararlılıkla mücadeleyi sürdüren feministlerin itirazıyla karşılaştı.
Meksika feminist hareketi ile bağlantılı olarak, Ocak 2021’de Morena Partisi üyesi 100’den fazla kadın, hakkında aralarında reşit olmayan kadınların da olduğu beş farklı cinsel saldırı ve tecavüz suçlaması olan Felix Salgado Macedonio’nun Guerrero hükümeti temsilciliğinin düşürülmesi için parti önderliğine bir mektup sundu. Kadınlar parti içi bir soruşturmayı açmayı başarsalar da, kesin delil olmaması nedeniyle Macedonio’nun temsilciliği bu durumdan etkilenmedi. Fakat bu politikacının itibarının düşüşüyle, mayıs ayında mahkeme, vergi uyumsuzlukları nedeniyle Macedonio’nun vekilliğini düşürdü.
Nisan 2021’de Venezuela’da kadınların ve LGBTİ+ların yıllarca sessiz kalıp saklamak zorunda kaldıkları cinsel taciz ve istismar beyanları çığ gibi aktı. Bu olaylar üzerine resmi açıklamalar, beyanlar, istifalar, işten çıkarmalar ve hatta biri lise öğretmeni olan iki erkeğin intiharını içeren bir tepki zinciri yaşandı. Bu da Venezuela’da öngörülemez bir durumun önünü açtı: Bir başsavcı kendisi hakkında soruşturma açmak zorunda kaldı, ayrıca pek çok ayrı soruşturma da açıldı ve tutuklamalar oldu.
Cinsel taciz ve şiddet beyanları karşısında kitlelerin “Yo Te Creo” (ed.n. “Sana İnanıyorum” anlamına gelen ve cinsel taciz ifşalarında hayatta kalanın beyanına inanmayı ifade eden bu İspanyolca cümle, #MeToo benzeri bir akıma dönüştü) cevabını vermeleri ilerici bir tutum. Cinsel saldırı ve tecavüzün patriyarkal sistem kadar eskiye dayandığı kanıtlanmış bir olgu. Bugüne kadar genç yaşlı tüm kadınlar ve erkek çocuklar tekrar mağdur olma, kendisine inanılmama veya suçlu hissettirilme korkusuyla bu saldırılara sessizce katlanıyorlardı fakat bu bugün değişmekte. Yukarıda bahsedilen [kadın hareketinin] basınç uygulayan eylemleri ve bunların yaygınlaşması, geleneksel olarak “normal” algılanmış veya yok sayılmış erkek şiddetini doğal bir olgu olmaktan çıkarmakta.
Biz kadınlar, örgütlenerek ve seferber olarak daha ileri gidip, hükümetlerden toplumsal cinsiyete dayalı şiddete karşı bir program oluşturmalarını talep edebiliriz. Büyük ve çokuluslu şirketlerden vergiler toplanarak, dış borçların ödemesi durdurularak ve askeri harcamalarla kolluk kuvvetleri harcamaları kesilerek acilen bir ekonomik planlama yapılmalıdır. Erkek şiddeti mağdurlarını sığınmaevlerinde, kadınları ev içi emekleri karşılığında mali yardımlarla destekleyecek bir plan. Eşdeğer işe eşit ücret ve kayıtsız çalışan kadınlar için pandemi döneminde gelir güvencesi için de mücadele etmek esas önem taşıyor.
Kadınlar, kriz zamanlarında eşitsizliklerin daha da belirgin hale geldiğini, kapitalist hükümetlerin işçi sınıfını bastırdığını, istihdamın azaldığını ve asgari ücretin yetersiz kaldığını bilirler. Ve tüm bunlar, sağlık ve eğitim sistemini çökerten Covid-19 pandemisiyle birleşmiş durumda. Bu koşullar, bedenlerimizin ve emeğimizin sömürüsünden faydalanan her türlü ayrımcılık türüyle birlikte var olan cinsel taciz ve istismarın zeminini oluşturuyor. Patriyarka ve kapitalizm birlikte çökene kadar yapısal erkek şiddetini görünür kılma yolundaki her kazanım, mücadele ve seferberlikle elde edilecek.