Lgbti+lar olarak hayatın her alanında baskıya, şiddete, tacize ve ayrımcılığa maruz kalıyoruz. İktidarlar eliyle yürütülen nefret politikaları aracılığıyla hedef tahtasına oturtuluyor ve bu sistematik saldırılara gösterdiğimiz direniş sebebiyle kriminalize ediliyoruz. Toplumsal cinsiyet eşitliğini güvence altına almayı amaçlayan İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılırken lgbti+ların bahane edilmesi gibi şimdi de “Aile Yılı” adı altında yürütülen politikalarla, kimliklerimize yapılan saldırılarla, devlet “büyüklerinin” bizlere yönelttiği nefret söylemleriyle ve önümüze koyulan yasal engellemelerle durum katmerleniyor. Hak ve özgürlüklerimiz için verdiğimiz mücadeleye gözaltılarla, tutuklamalarla, baskı ve şiddetle karşılık veriliyor.
Sosyal hayatımızda olduğu gibi eğitim ve çalışma hayatımızda da kimliklerimiz sebebiyle türlü zorluklarla karşılaşıyor, toplumun dışına itiliyoruz. Lgbti+ kimliğimiz dolayısıyla iş bulamıyor, bulduğumuz işlerdeyse toplumsal cinsiyete dayalı baskı, şiddet, taciz ve mobbinge maruz kalıyoruz. İstihdama katılsak dahi kariyerimizde ilerlememizin önüne geçiliyor. Covid-19 pandemisi bahanesiyle yapılan işten çıkarmalarda da olduğu gibi işçi kıyımlarında daima en zayıf halkalardan biri olarak görülüyoruz. Ayrıca “cinsiyet uyum süreci” tamamlanmamış transların resmi evraklarının (nüfus cüzdanı, ehliyet, askerlik kaydı vs.) toplumsal cinsiyet kimlikleriyle uyuşmaması veya non-binary ve interseks bireylerin cinsiyet kimliklerinin yasal olarak tanınmaması gibi yasal engellemelerle de karşılaşıyoruz.
Ancak mücadelemiz her alanda! Lgbti+ emekçiler olarak bu onur ayında taleplerimiz belli:
– Toplumsal cinsiyete dayalı baskı, şiddet, taciz ve mobbingten arınmış örgütlenmeler için sendika ve emek örgütlerinde lgbti+ komisyonları kurulmalı!
– Toplu iş sözleşmelerine cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğine dayalı her türlü ayrımcılığı engelleyecek önlemler eklenmeli!
– İşyerlerinde lgbti+lara yönelik şiddet, taciz ve nefret söylemlerine ciddi yaptırımlar uygulanmalı!
– Lgbti+ların işgücüne katılmalarının önüne geçen her türlü yasal engellemeler ortadan kaldırılmalı!
– Anayasanın “Kanun önünde eşitlik” başlıklı 10. Maddesine “cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği” ibareleri eklenerek lgbti+lara yönelik ayrımcılık ve eşitsizliklerin önüne geçilmeli!
– Tek Adam rejimi tarafından yürütülen lgbti+lara yönelik nefret politikaları son bulmalı!